pamukkale.jpg

Denizli Pamukkale Travertenleri & Nasıl Oluşmuştur, Nerededir?

7 Nisan 2024

Denizli Pamukkale Travertenleri & Nasıl Oluşmuştur, Nerededir?

Bembeyaz Pamukkale Travertenlerine Masalsı Bir Yolculuk

Aracınızla ilerlerken uzaktan bakıldığı zaman adeta pamuktan bir kaleyi andıran yapısı ile görenleri hayrete düşürmeye yetiyor. Arkadaşlarınızla veya ailenizle bu deneyimi yaşamak için en kısa zamanda seyahat rotanıza Pamukkale’yi eklemelisiniz. Dünya Mirası Listesinde bulunan Pamukkale Travertenleri ve çevresine bu nedenle işletme ve yapılaşmaya izin verilmiyor. Travertenlerin çevresi yapılaşmaktan tamamen korunarak bölgenin doğal yapısının bozulmaması sağlanıyor. Bölgedeki travertenlerin oluşumu ise yapılan araştırmalar ile 14 bin yıl kadar öncesine dayandırılıyor.

6003205802_a496b6b125_k-1024x625.jpg

Hangi mevsim giderseniz gidin bembeyaz travertenler içindeki sular her zaman 36 derece oluyor. Bahar ayları Pamukkale Travertenlerine gitmek için en ideal dönemler olsa da maceraperestler bu deneyimi kışın da yaşayarak unutulmaz anlara imza atabilir. Ailenizle unutulmaz bir hafta sonu için daha harika bir konum olamaz.

Pamukkale Travertenleri Hakkında

Pamukkale Travertenleri irili ufaklı birçok havuzdan oluşmaktadır. Farklı büyüklüklerdeki su kaynaklarının birbiriyle olan uyumu, görsel bir şölen yaratıyor. Her ne kadar bembeyaz görünümü ile dikkat çekse de travertenlerin çevresinin imara açılmasının olumsuzlukları da hala görülebiliyor. Bundan yıllar önce bembeyaz görüntüsü ile yılın her günü bölgede kar varmış gibi görünen ortam, çevrede işletmelerin artması ile kararmaya başlayarak eski doğal görüntüsünü kaybetmeye başlamıştı. Ancak bunun üzerine tekrar önlem alınarak bu sorunun önüne geçilmiştir. Siz de yaz tatilinizin bir gününü Pamukkale Travertenlerine ayırarak eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

4144050547_3aaf57bd47_b.jpg

Pamukkale Travertenleri Nerededir?

Pamukkale travertenleri sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde oldukça popüler noktalar arasında yer alıyor. Denizli sınırları içerisinde yer alan bölge, her yıl özellikle yaz aylarında milyonlarca turist tarafından ziyaret ediliyor. Binlerce yıldan bu yana kayaçların aşınması ile oluşan travertenler, pamuğa benzer yapıları ile eşsiz bir doğal görünüm sunuyor.

Pamukkale travertenleri, Denizli’nin Pamukkale ilçesinde yer alıyor. Bölgedeki travertenlerin oluşum süreci ise genel olarak bölgedeki yoğun kalsiyum oksit içeriğine dayanıyor. Kalsiyum oksit bakımından zengin olan kayaçların termal sular ile birleşmesi sonucunda ortaya eşsiz bir manzara çıkıyor. Estetik açıdan benzeri olmayan Pamukkale travertenleri aynı zamanda şifa özelliği sayesinde de ziyaretçi akınına uğruyor. Bölgede konaklama için bulunan onlarca otel, villa ve kiralık evler sayesinde Pamukkale travertenlerinin manzarasını sonuna kadar hissedebilirsiniz. Bununla birlikte bölgede bulunan birçok sağlık merkezi de misafirlere çeşitli hizmetler sunmaktadır.

6002654171_46250955ce_k-1024x540.jpg

Pamukkale travertenlerine ulaşımlar bireysel araçlar ya da toplu taşıma ile gerçekleştirilebilmektedir. Bireysel araçları ile bölgeye gelen misafirlerin araçlarını park edebilmeleri için travertenlerin dışında ek alanlar bulunmaktadır. Ancak travertenlerin kirlenmemesi ve doğal güzelliğini koruyabilmesi için bu bölge ile otopark arasında mesafe bulunmaktadır. Toplu taşıma araçları ile bölgeye gelecek misafirlerin ise öncelikle bölge işletmelerinden otobüs sefer saatlerini öğrenmesi gereklidir.

Pamukkale Travertenleri, Denizli Çardak Havalimanına yaklaşık olarak 70 kilometre mesafede bulunmaktadır. Bölgenin oldukça gelişmiş bir ulaşım ağına sahip olması, misafirlerin demiryolu, havayolu ve karayolu üzerinden bölgeye erişmesine imkan sağlıyor. Denizli’ye ulaştıktan sonra Pamukkale’ye ve travertenlere ulaşmak için ise Denizli Otogarı’ndan hareket eden minibüsleri kullanabilirsiniz.

Pamukkale travertenlerine yapacağınız gezilerde direkt olarak travertenleri ziyaret etmek için bireysel aracınız ile yola çıkmak daha rahat olacaktır. Ancak travertenleri gördükten sonra bölgedeki diğer doğal güzellikleri ve tarihi yapıları keşfetmek istiyorsanız, daha detaylı bilgiler için günlük olarak düzenlenen turlara da katılabilirsiniz. Böylece daha az zaman kaybı ile bölgedeki tüm doğal ve kültürel mirasları yakından izleyebilir, unutamayacağınız bir gezi deneyimi elde edebilirsiniz.

Pamukkale’de Gezilecek Yerler

Pamukkale Travertenleri, bölgenin en popüler turistik merkezi olarak karşımıza çıkıyor. Eşsiz manzarasının yanı sıra doğal güzelliği ile de hayrete düşüren travertenler hem doğa fotoğrafçılarının hem de sağlık arayışındaki kişilerin ilgisini çekiyor. Yaklaşık 2 bin yıldan daha uzun bir süredir bölgede bulunan travertenlerin çeşitli bölgelerinde suya girilmesine de izin veriliyor. Travertenlerin oluşum süreci oldukça zor, yapılarının ise bir o kadar hassas olması nedeni ile tüm alanda yürümek ya da suya girmek serbest değil. Ancak siz de suya girişe izin verilen çeşitli bölgelerde 2 bin yıldan bu yana doğallığını koruyan bu doğa harikasında suya girme keyfini yaşayabilirsiniz. Pamukkale Travertenlerinin şifalı suyunun zevkini çıkartmak ya da bölgede rahatlatıcı bir gece geçirmek için çevredeki termal tesisleri tercih edebilirsiniz. Bu tesislerde hem termal su ve çamur banyosu gibi farklı hizmetler hem de masaj ve benzeri hizmetler verilmektedir.

4551397713_ce2e779231_k-1024x768.jpg

Pamukkale Travertenleri, bölgenin en meşhur doğal güzelliklerinden olsa da görmeniz gereken tek yer olmadığı kesin. Pamukkale travertenlerine ek olarak bölgede hem doğal hem de kültürel birçok miras yer alıyor. Pamukkale’de travertenlerin yanı sıra görmek isteyebileceğiniz bir başka doğa harikası ise Hierapolis Antik Kenti olarak adlandırılan bölgedir. Travertenlerin hemen yanında bulunan alanda kurulan antik kente dair kalıntıların neredeyse tamamı kendin ilk kurulduğu yıllara aittir. Yaklaşık olarak 2 bin yıllık bir tarihe sahip olan antik kent, Bergama Krallığı tarafından kurulmuştur. Travertenlerin yanı sıra Hierapolis Antik Kenti de UNESCO’nun Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi’nde bulunuyor. Bu nedenle bölgedeki tüm doğal ve kültürel miraslar doğal hali ile kalması için korunuyor.

Hierapolis antik kentinde yapılan arkeolojik çalışmalar, bölgenin kurulduğu dönemlerde sağlık merkezi gibi bir amaca hizmet ettiğini gösteriyor. Bölgede bulunan travertenler, özellikle Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen sağlık ve güzellik arayışındaki insanların ortak buluşma noktası olduğunu görüyoruz. Travertenler, 2 bin yıl öncesinde sağlık için kullanılırken günümüzde de bölgedeki çeşitli sağlık merkezleri aynı amacı devam ettiriyor. Antik kentin kurulduğu dönemlerde bölgeye inşa edildiği düşünülen Roma Hamamı, günümüzde hamam olarak kullanılmasa da arkeoloji müzesi olarak kullanılıyor. Bölgeden çıkarılan tüm heykel ve farklı yapılar ise hem bu müzede hem de direkt olarak çıkarıldıkları alanda sergilenmektedir. Hierapolis antik kenti, neredeyse travertenler ile aynı noktada yer almaktadır. Bu nedenle travertenleri gezdikten sonra gezinize tarihi bir dokunuş da katmak istiyorsanız mutlaka bu antik kenti de ziyaret etmelisiniz.

Hierapolis Antik Kenti, yıllardan bu yana bölgede aktif olarak ziyaret edilse de bölgedeki çeşitli arkeolojik çalışmalar da devam ediyor. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan yeni kazı ve araştırmalar ile birlikte bölgede Cehennem Kapısı adı verilen bir bölümün bulunduğu ortaya çıkarıldı. Cehennem Kapısı, antik dönemlerde ‘’Ölüler Ülkesine Geçiş Kapısı’’ olarak da adlandırılmaktaydı. Travertenlerin beyaz olmasının ana nedeni kalsiyum oksit ve karbondioksit olmak üzere iki ana bileşenden oluşuyor. Keşfedilen Cehennem Kapısı ise travertenlerin ana kalsiyum oksit kaynaklarını başında geliyor. Bu anlamda Cehennem Kapısı turistik değerinin yanı sıra Travertenlerin nasıl oluştuğunu anlama konusunda da tarihe ışık tutuyor.

Cehennem Kapısının tarihte de büyük bir önemi bulunuyor. Bölgedeki yoğun karbondioksit gazı, insanlar için olmasa da küçük hayvanlar için uzun süreli maruz kalmalarda boğucu etkiye neden olabiliyor. Havadan ağır olan bu gaz, özellikle geceleri soğuyarak zeminde yoğunlaşıyor. Bu nedenle Cehennem Kapısı’nın içinde gece saatlerinde yapılan ayinlerde rahipler nefesini tutarak hayvanları buraya getiriyor ve burada hayvanlar kurban ediliyordu. Kurban edilen bu hayvanların bilinmeden de olsa karbondioksit gazı ile boğulması ve bu işlemler sırasında rahiplerin hiçbir şey yapmaması hayvanların Hades’e kurban edildiği şeklinde yoruluyordu. Cehennem Kapısı’nın girişinde bulunan Hades ve Hades’in üç başlı köpeği Kerberos’un heykelinin de 2018 yılında bulunması ile burada ayinlerde kullanılan hayvanların Hades’e kurban edildiğini kanıtlıyor. Belediyeler tarafından belirtilen ziyaret saatleri çerçevesinde Cehennem Kapısını ve bu bölgede bulunan tüm heykelleri de yakından incelemeden Pamukkale gezinizi sonlandırmamanızı öneriyoruz.